Aşkın dili, dini, rengi hele ki siyaseti hiç yoktur. Korkmayın, aşık olun ve aşkınızın arkasında durun...

29 Kasım 2012 Perşembe

anneyle kahve keyfi sıkıntılardan biraz uzağa...

kitap okuma hızım düşünce post da yazamaz oldum. Ama ben yazmadan rahatlayamıyorum ve bugün canım fena halde sıkkın:(
Haftasonu sıkıntımın sonucu olumlu ya da olumsuz olarak sonuçlanıcak olsa da haftasonunu beklemek o kadar da kolay değil...
sorunumdan bahsetmiycem sadece sorunsuz yanımdan bahsetmek istiyorum ki biraz olsun sorunumdan uzaklaşabileyim.
Kahve...
kahve denildi mi bende akan sular durur. Çevremden bunu bilmeyen pek yoktur. Günde 4 fincan Türk kahvesi tüketiyorum dile kolay:)
Ama bir kahve anneyle paylaşılıyorsa o kahvenin tadına doyum olmuyor. Bizde bu akşam oturduk ve annemle akşam kahve keyfimizi yaptık...
E bunu da fotoğrafa dökmek istedim:)
Evet ben kitabımı okurken annem de bu aralar merak sardığı kız bebek elbiselerine model çıkarma derdindeydi:) Annemmmm benimmm
e bunda kuzenimizin minik kızının dünyaya gelmesinin payı büyük tabi:) bütün aile bekliyormuşuz azıcık göremesek özler hale geliyoruz hemen:)
Böylece annem ilk ona başladığı elbiseleri sürdürüyor:)


Bana gelince ilk başta sevdalım hayat kitabına başlamıştım ama otobiyogrofi okumak beni bir süre sonra sıktığını farkettim. Ara ara okumaya devam ediyorum ama araya da bu kitabı sıkıştırmış oldum:)
Biter bitmez yeni bir post ile karşınızda olacağım:)

Bu arada annemle kahve keyfimiz hemen fincandakimucize bloguna mail olarak gönderildi:)

19 Kasım 2012 Pazartesi

yoğun yorucu bir o kadar da mutlu günler ve karmaşık kitaplığım:)

KPSS çalışmaya başlayınca epeydir bloguma giremediğimi farkettim ve ne kadar özlediğimi. Ne yazacağımı bilemedim önce ama yazmak istediğimden de emindim:)
Evet bu yıl ilk defa KPSS ye hazırlanıyorum ve en son öss de bıraktığım ve göz ucuyla dahi bakmadığım Matematik, Coğrafya, Tarih soruları çözüyorum:)
Başlarda epey yadırgadım ama sonra eğlenceli hale gelmeye başladı. E haliyle zavallı masamın üzeri bir anda kitaplarla doldu ve kitaplara çalışmam kitaplar yüzünden güçleşti:)
Dün oturdum ve minik kitaplığımda zaten sığmayan kitaplarımı birazcık daha sıkıştırmak zorunda kalaraktan yeniden düzenleme yaptm. Artık masam serbest ama kitaplığım mahkum:) İşin görünen yüzü şöyle ki:)

Kitaplık almaya kalksam minik odamda yer yok. Sanırım dayanamayıp duvarlara raf yaptırıcam:D Nefes alıcak yer kalmayana kadar:) Yoksa kitaplarımı alt raflara kapalı yerlere bırakmak hiç hoşuma gitmiyor:(
Yinede bu kargaşayı da sevdim ben:)
Bu aralar elime Zülfi Livanelinin kitabını aldım çok severek okuyacağımdan emin olduğum bir kitap olmasına hatta bana tavsiye edenin de ok özel bir kişi olmasına rağmen, yoğunluktan ve yorgunluktan okuyamıyorum. Bugünden itibaren yeniden gecelerimi kitalarıma vermeyi düşünüyorum:
Yorgunluğa da dayanmak lazım sanırım:)
Benden şimdilik bu kadar...
Tüm günlerim bu kadar renkli geçsin de varsın yoğun olsun diyor ve yine KPSS notlarıma dönüyorum:)

8 Kasım 2012 Perşembe

Canan Tan/ Aşkın Sanal Halleri(nihayet bitti)

nihayet bitti oldukça sıkıldığım bir kitaptı ...
Yorumuma bu şekilde başlamayı istemezdim ama, beni ne konusu, ne dili, ne de üslubu etkilemedi.
Tekrar bir Canan Tan kitabı okur muyum bilemiyorum. Arkadaşımın elime tutuşturduğu bir kitaptı ağır kitaplarının arasında okursun çok eğlenceli demişti. Eğlenmek için elime aldığım kitabı "şükür sonunda bitti" diyerek bıraktım. 
Kitap sanal aşklar üzerine yazılmış hikayelerden ibaret, sanal aşklar için yaşın önemi olmadığını vurgulamış. Ama aşkı bu şekilde anlatması da oldukça rahatsız etti beni. Sanal yaşana saplantılı duygulara aşk denilmemesi gerektiğini düşünmekteyim. 
Dili de o kadar sadeydi ki; edebi bir uslubu olmadığı kanısına vardım nedense...
Okumak isteyenleri etkilemek de istemem ama ben beğenmediğimi dile getirmek istedim.


4 Kasım 2012 Pazar

iyiki doğdummmm:)))

bugün bnim doğumgünüm, kelimeler büyüyor ağzımda, bildiğim tüüüüüüüüüüm hayatlaaaaaaaaaar:) şarkısı bu sene yerini
iyiki doğdum dumdumdum dum özgürüm kanatlandım durmadım ayaklandım koşup ilerliyorum:)) a devretti yerini
İYİKİ DOĞDUMMMMMMMMMM:)))
ÇÜNKÜÜÜ ÇOK MUTLU BİR DOĞUMGÜNÜ GEÇİRİYORUM VE ÇOK MUTLU BİR YIL BENİ BEKLİYOR İNANIYORUM:)
Gelelim eski yaşımın son dakikalarına son dakikaları sinemada EVİM SENSİN filminde geçirdim. Yarı kahkahalarla yarı ağlayarak:) Film çok mu etkileyiciydi ? sanmıyorum. Ama eğlenceliydi biz eğlendik:)
aslında bugüne dair yazmak istediğim çoooooooooook şey varda...
Kelimeleri bir araya getiremedim:)
sonuç mu?
İYİKİ DOĞDUM YAA:))

2 Kasım 2012 Cuma

Çiçeklerin Kanı/Anita Amirezvani

Öyle güzel bir İran yolculuğuna çıktım ki!... Gerçekten orda yaşadım o mis kokulu yemeklerinin tadına baktım, sıcacık kahvelerinin dumanını yüzümde hissedip içimi ısıttım, sefaletlerine şahit oldum, saraylarına konuk oldum.... daha neler neler
Çünkü kitabımın karakterleri o kadar gerçekçiydi ki adeta hayattan alma karakterler ve tarifleri çok başarılıydı...
Yazarın anlatım şeklini çok beğendim, dili oldukça akıcıydı. Anlatım net ve son derece basitti.Roman, dönemin sosyal yapısı hakkında da oldukça başarılı anlatımları içeriyor...Ayrıca, daha önce hiç duymadığım muta evliliği, muta nikahı hakkında da bilgi sahibi oldum. İnternet üzerinde muta evliliğini ve İran İsfahan şehrini şöyle kısacık bir araştırmaya gittim Kitaptan bahsettikten sonra araştırmalarım hakkında kısacık notlar da vermek isterim.
Roman içinde bir de hikaye anlatımlarına yer verilmesi, romanı daha da çekici hale getirmiş. Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum son zamanlarda okuduğum en etkileyici romandı. Hoş bittiğine inanamadım, çok net bir şekilde aniden bitmesi biraz üzdü beni.

içeriğinden kısacık bahsedicek olursam:
17. yy İran'ında evlenme çağına gelmiş 14 yaşında bir köylü kızının babasının ölümüyle başlayan yorucu hikayesidir. İsfahan da Şah için halılar tasarlayan ve dokuyan üvey amcasının yanına taşınmalarıyla hayatlarının bambaşka bir boyuta geçişininin, tüm bu zorluklara ve 14 yaşında kadın adını alan çocuk bedenine rağmen tüm güçlüklere göğüs gerişinin hikayesidir. Kadına verilen değerin canlı bir örneğidir...
Kitabı elinizden bırakmak istemeyeceğinizin garantisini vererek çok da fazla içerik hakkında açıklama yapmak niyetinde değilim...
ve küçük bir not daha düşmek isterim kızımızın annesinin hastalanıp ölümle savaş verdiği anlarda "bibi nolursun benimle kal" diyerek ağladığı dakikaları öyle içten hissetim ve gözyaşlarıma engel olamadım...

gelelim araştırmalarıma:
Muta nikahı bir erkeğin İslamiyetin ilk yıllarında belli bir ücret karşılığında bir kadınla belirli bir süreliğine evlenmesidir. Hz. Ömer bu nikanın zinadan farkı olmadığını söyleyerek yasaklamıştır. Bazı kaynaklarda İslan dininde helal bazı kaynaklarda haram olduğu ileri sürülmüş tartışmalara gidilmiştir.
İsfahan şehri ise:
İsfahan Safevi döneminde başkent ve dünyanın en büyük şehirlerinden biriymiş. Bugün bile geçmişteki o ihtişamını korumaya devam etmektedir. Şehir, birçok güzel bulvarıyla, köprüleriyle, saraylarıyla, camileriyle ve minareleriyle İslami mimariyi yansıtmasından dolayı meşhurdur.

Bu çook güzel kitabımı bitirmemin verdiği burukluk ama mutluluk ile yeni bir kitaba daha başlarım. Ve yazıma yorumlarınızı dört gözle beklerim:)