Aşkın dili, dini, rengi hele ki siyaseti hiç yoktur. Korkmayın, aşık olun ve aşkınızın arkasında durun...

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Ann HOOD/ Ölüm İlanı Yazarı


Ölüm İlanı Yazarı
Can Yayınları 5 tl kampanyasından almış olduğum
tamamen kapağına aldandığım bir kitaptı. 
İki kadının farkında olmadıkları ama iç içe olan hayatlarına başka dönemlerden bakmış.
Okurken neden bilmiyorum ama çok sıkıldığımı belirtmeliyim. Belki de bu yüzden bu kadar uzun kaldı elimde. 
Çok sıradışı bir şey yok açıkcası kitapta.
Okumamak için de nede yok aslında ama hani olmazsa olmaz da değildi.
Yazlık çerezlik kitap deriz ya o tarzda birşeydi işte. Vakit geçirmek için ideal.
Yalnızca acıya yaklaşımı 
evet
aslında bu kısımları hoşuma gitmiş olabilir
neyse
listesinde olanlara iyi okumalar yorumlarınızı merakla bekliyorum...



15 Ağustos 2014 Cuma

Hayat Şemi/Yazılmayan Şiirler



Yaz okuma şenliği kapsamında şiir kitabı kategorisinde ele aldığım kitap, benim için güzel bir hediye olan kitap(hediye kitaplar en sevdiğim kitaplardır, en sevdiğim hediyelerdir:))
Yani diyeceğim o ki bana hediye göndermek için doğumgünümü beklemeyiniz:)
Neyse;
Dershaneden bir arkadaşım Azerbeycan'da okuduğu zamanlarda bir arkadaşının şiir kitabı çıkardığını ve çevirisinde ona yardımcı olduğundan bahsetmişti. Şiir kitaplarının çeviri yapılınca o ilk duyguyu vermediğini söylemiştim. Çok da sevmem bu yüzden demişim. O da bana kitabı hediye etti ve okuyup yorumlamamı söylemişti.
İşte bu kitap o kitap...
Evet fikrim çok değişmedi çeviri yapılınca bazı duyguları yazmak istediği gibi alamadığımı düşünüyorum. 
Yazar kitabı zaten otobiyografisi şeklinde ele almış.
Şiirleri daha çok kendi hayatıyla ilgili.
Kendisini de çok fazla tanımadığım için birçok yerinde o duyguyu almam zor oldu 
ama bazı yerler vardı ki...
***
Önce
ömür boyunca çizemeyeceği bir resmin önünde,
kuruyup kaldı saçlarının ucuna kadar.
Kuruttu onu
ressam elinde süzülen renkler,
Sonra
narin narin yağan yamur ıslattı onu.
Adım adım uzaklaştı o resimden.
Bu hayretten ayılmamış sevdiği genci,
Hiçbir zaman yerinde olamayacağı
bir kızla gördü
sokağı geçtiği zaman
O çiftler gözden kaybolana kadar,
o yağmur dinene kadar, 
kuruyup kaldı yerinde.
Geçti sokaktan,
geçti yağmurdan,
geçti sevgiden.
Ayaklarını toprağa emanet etmiş bir kahraman
duymadı taşların taşa dönmesini
el açtı iki ayaklılara
yürekler taşa dönmüştü
bundan sonra
gördüklerinden kaçmak istedi
kaçtı, kaçtı o sokaktan,
öyle kaçtı ki,
gölgesi bile yetişemedi ona
ne kadar kaçsa bile 
ne o resim, 
ne o genç,
ne o giyim,
ne de o sokaktan uzaklaşamadı.
Hiç kimsenin yazamayacağı bu şiiri yazdı o gün.
***
acıyorum yüksek katlı binaların
gölgesinde kaybolan şehre,
içinden unutulan ve dolan şehre.
Acıyorum bu şehrin
yağlı tuzlu denizine
denizin tatlı tatı benizine
dibindeki yağını çektik
çektik ayağını çektik
bu hızla büyüyen şehrin...
***
ve annesine olan özlemi dile geliyor dolu dolu




3 Ağustos 2014 Pazar

Tracy CHEVALİER/İnci Küpeli Kız


"Katolik ya da protestan olan resim değildir," dedi. "Bunu belirleyen, resme bakan insanlar ve bu insanların resimden bekledikleridir."
Vermeer

***
İşçi ellerine sahiptim ve henüz 18 yaşında bile değildim.
İnci Küpeli Kız Griet
***
Gündelik hayatı betimlediği resimleriyle tanınan, Hollandalı Barok ressam Johannes VERMEER'in İnci Küpeli Kız tablosunun hikayesi anlatılmakta kitapta.Vermeer ve ailesinin, Griet ve ailesinin ve dönemin Hollandasının kolay okunabilir akıcı bir dille ama oldukça güzel betimlendiği kitapta aslında asıl karakter yani esas kızımız Vermeer'in evine küçük hizmetçi olarak gelen Griet.
Karakterlerden Griet'in karışık bir dönemde olduğunu Cornelia'nın oldukça sinsi kurnaz ve çirkin olduğunu(hatta Griet onun için "Aslında ona neredeyse acıyordum.yüzünde, onun yaşındaki bir kızı çirkin gösterecek kurnaz bir ifade vardı" betimlemesi oldukça hoşuma gitmişti.) Catharina'nın kıskanç ama acınası halinin, Tanneke'nin çıkarcı görünmesinin altında yatan sığınma hissinin ve aslında oldukça zor bir yaşantısının olduğunun. Maria Thins'in akıllı bir kadın oluşunun ...
Vermeerin ise bastırılmış duygularıyla, arada kalmışlığıyla sanat bağı arasında sıkışıp, zaten zor olan iç dünyasının sessizliği altına bürünmesini hissediyorsunuz.

Keyifle okunuyor.
Kitaptan uyarlanmış bir de film var aslında.
Çok önceden izlediğim için filmden ne kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum.
Bu yüzden bu akşam filmi tekrar izlemeyi planlıyorum. 

Kısace Vermeer den de bahsetmek istiyorum.
Doğduğunda Protestan olarak vaftiz edilen  Vermeer Katolik bir kızla evlenmiştir ve Katolik olduğu bilinmektedir.Genelde gündelik hayatı betimlediği tablolarıyla bilinen ressam Hollanda da Barok sanatçısı olarak bilinmektedir. Kitapta da bahsedildiği gibi yaşamı boyunca çok az çalışma ürettiği ve öldüğünde ailesine borç bıraktığı için zengin bir ressam olarak anılmamaktadır.
Tablolarında ışığı ve perspektivi ustaca kullandığı ve renklerin oldukça cesur olduğu görülmektedir. Ve bilinen bir diğer özellik de kompozisyonlarını kusursuz yerleştirmek için camera obscura kullanmasıdır. 
Kitabın sonunda da birkaç Vermeer tablosuna yer verilmiş ben de burdan biraz olsun günümüzü aydınlatması adına birkaç tablosunu paylaşmak isterim
UNUTMAYIN SANAT KARANLIĞI AYDINLATIR
GÖRMEK ÖNEMLİ!...