Aşkın dili, dini, rengi hele ki siyaseti hiç yoktur. Korkmayın, aşık olun ve aşkınızın arkasında durun...

2 Temmuz 2016 Cumartesi

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu/ Stefan ZWEIG


Kitap boyunca, uzerinde "Sana, beni asla tanımamış olan sana." diye başlayan bir mektup ve bilinmeyen kadın olmayı tercih etmiş olan kadınının, ömru hayatı boyunca saplantı ve tutku arası sevdigi tek adama yazdıgı uzun mektubu okuyoruz.
Hayatını adadıgı adama herhangi bir sorumluluk yuklememek adına tum zorlukları tek başına ustlenmiş olan kadın, bunu asla fedakarlık olarak görmez. Asla hiçbirşey için sevdigi adamı suçlamaz ve suçlamadıgını da mektup boyunca defalarca dile getirir ve asla bir beklenti içinde degildir.
Artık hayatının sonuna geldigine inandıgı bir vakitte de bastıramadıgı duygularını duyurma istegi ile bir mektup yazmayı tercih etmiştir.
Bir insanı oldugu gibi degiştirmeden herşeyi ile kabullenerek sevmenin en açık örnegini okyoruz. Kitap boyunca kadın için duygularım hep degişsede adam için hiç olumlu dusunemedim. Bir insan nasıl bu kadar kayıtsız kalabilirdi. Kadının tum ömru yalnızca tanınma çabası ile geçerken bir adam nasıl bu kadar kayıtsız kalabilirdi. Kadın için ise sık sık sinirlendim. Çunku bir kadın bnece aşkından ölmeli ama bu kadar duşmemeliydi. Bunu kabullenmek biraz zordu. 

"Piraye öldu aşkından yine de dönmedi Nazım'a"

Böyle bir aşk var mıdır? ya da buna aşk demek dogru mudur? Kadının duygularının da aşkın ötesinde saplantı oldugunu kabullenmek gerekir tabi. Herkesin aşı kendi bildigi gibi yaşadıgı dogrudur ama kadının yasadıgı aşk onu bir saplantıya suruklemiştir.
Kitabın bir bölumunde kadın adamın misafirleri için senin sevdiklerini sevdim, sevmediklerinden nefret ettim gibi bir cumle kurmuştu. Frida KAHLO'yu anımsattı bana. O da Diego'nun sevdigi insanları da nefret ettigi insanları da sevdigini çunku diegonun bu insanları neden sevdigini ve neden nefret ettigini anlamak istedigini yazmıştı mektubunda.Evet Frida da Diego'ya mektup yazmıştı. 

***
"Senin bu tedirgin, urkek, teşekkurden kaçan yardım ediş tarzını hiçbir zaman unutmadım. Ve bu yuzdendir ki hiçbir zaman sana başvurmadım."

***
"Beni teselli eder, para verirdin, hem de fazlasıyla, ama bunu hep seni rahatsız edeni kendinden uzaklaştırmanın gizli sabırsızlıgıyla yapardın;"

***
"Yoksullugun aşagılanmadan, ruhsal ve bedensel utançtan yana maruz kalabilecegi ne varsa hepsinin acısını orada, fahişelerin ve hastaların kader ortaklıgını ortak bir bayagılıga donuşturmeleriyle, genç erkek doktorların dudaklarında ironi ifadesi taşıyan bir gulumsemeyle savunmasız kadınların ustlerindeki örtuleri sıyırıp duzmece bir bilimsel tavırla ellerken sergiledikleri sinizmleriyle, hastabakıcıların açgözlulukleriyle fazlasıyla çektim -ah, evet, orada insanın utanması bakışlarla çarmıha gerilir ve sözcuklerle kırbaçlanır."

***
"kendimi baglamak istemiyordum, senin için her zaman özgur kalmak istiyordum."

***




4 yorum:

  1. Nasıl denk gelmiş yaa... Sanki beraber aynı zamanda okumuşuz gibi yorumlarını da yazmışız :)
    Çok güzel anlatmışsın. Stefan Zweig'in daha başks kitaplarını da okumak dileğiyle o zaman :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle evet
      benim listemde satranç var ama okumam bayram sonunu bulur
      bu arada adaşız da :))

      Sil
    2. Bence bu evrenin bize bir işareti :))

      Sil
    3. daha çok okumalıyız :)

      Sil