Aşkın dili, dini, rengi hele ki siyaseti hiç yoktur. Korkmayın, aşık olun ve aşkınızın arkasında durun...

9 Temmuz 2013 Salı

Sönmeyen Ateş/ Osman AYSU


Bir kitabın daha sonuna geldiğim şu saatte yazmadan uyuyamadım.
Osman AYSU tesadüfen kitaplığıma girmiş bir kitaptı çok da ilgimi çekememişti aslında uzun süredir. ama nihayet sonunda elime geçti ve bitti.
Yaz için ağır gelen bir konu ama  kışın soğuk günlerde sıcacık içeceklerle şahane gidicek bir kitap diye düşündüm nedense:)
Birde ne hikmetse savaşlardan gidiyorum bu ara kitap seçimlerimde sonra da etkisinden çıkamıyorum:S

Kitap için söyleyecklerim; aslında ilk başlarda sıkıldım ama sonlara doğru özellikle bugün gözümü hiç ayırmadan akşama kadar okudum diyebilirim.
Savaş dönemini işgal yıllarını ve tüm bu olup bitenlerin arasında hüzün dolu ama sonunda yine de mutluluğun olduğu bir de aşkı anlatıyor.
Kapağı ve sonunun  mutlu sonla bitmesi yeşilçamdan etkilenilmiş olsa gerek:)

sevdim mi SEVDİM

ama ben dikkatimi çeken ve sizinde şöyle bir okuyup da kısacık da olsa düşünmenizi istediğim bir kesitini paylaşmak istiyorum.

Romanın ana karakterlerinden olan Şahap Kumandan  ile sığınmak için kaldıkları çiftliğin bekçisi Zeynel Ağa arasında geçen konuşma:

"Şimdi Anadolu'da Sarı Paşa denen bir kumandan varmış.Derler ki padişah efendimize karşıymış ama bütün memleketi düşmandan temizlemek için ant vermiş. Doğru mudur bu söylenen?"
Şahap tekrar gülümsedi.
"Doğrudur Zeynel Ağa, doğrudur," dedi.
"Ben nelere şahit oldum beyim. Aklım böyle şeylere pek ermez ama geçmiş gösterir ki, padişahımızı devirmeye, saltanattan indirmeye çok yeltenen olmuştur.Fakat sonu hep hüsrandır. Senin görüşünü bilmem ama Osmanlı devrilmez beyim. Düşer kalkar ama allahın izniyle kendini yine toparlar."
"Bu sefer biraz zor ağa.Senin dünyadan haberin yok, düşmanlar bütün memleketi işgal etti."
"Bilirim beyim bilirim. Cahilsek de biz de az çok birşeylerden anlarız. Kim kurtaracak Osmanlıyı sanırsın? O Sarı Paşa mı?"
"Evet"
"Yaramaz beyim. Onda da iş yok. Fazla ümitlenme."
"Neden öyle düşünüyorsun?" diye gülerek sordu Şahap.
"Duyduğuma göre o da İttihatçıymış da ondan."
"İttihatçıları sevmiyor musun?"
"Hiçbiri yaramaz beyim. Dedim ya, bu yaşlı Zeynel Ağa neler gördü neler? Tahsilim yoktur; ırgatım,köylüyüm ama bu saçları değirmende ağartmadım. Yüz senedir bu memlekette hürriyet lafı edilir durur. Hürriyet, adalet, kardeşlik çığlıkları atılır ama o çığlıkları, hep İttihatçılar atar.Sonuç? Sonuç yok.İşte sana son üç İttihatçı paşa daha.Enver, Cemal, Talat. Onlar değil mi bu memleketi batıran? Sen şimdi gelmiş başka bir İttihatçı paşadan medet umarsın. Boşunadır umutların."
Bu karamsarlık tablosu içinde Şahap'ın yüreği sızladı. Cahil bekçinin basit mantığı çevresinde daha fazla tartışmanın anlamsızlığına inandı Şahap. Biraz üzüldü de, çünkü milletin kurtuluşu ancak herkesin buna inanmasıyla mümkün olabilirdi.

İşte böyle aklıma gelmişken eğer hala izlemediyseniz
Sinemada izlerken kahkahalarla güldüğüm ama filmin sonunda gözlerimin dolduğu ve çok beğendiğim bir filmdi.

Kitabımdan bahsettikten sonra bir de kısacık Temmuz başından beri D&R ve migrosdan kendime engel olamayıp her gidişimde bir iki derken işte almışım birkaç parça:)




2 yorum:

  1. YÜREĞİMDE YARE VAR adlı roman ile bu romanın devamı olan SÖNMEYEN ATEŞ adlı romanları bizzat Yazarı'nın tavsiyesiyle okumuştum.Birkaç yıl önce Beylikdüzü'nde kitap fuarında Osman Ağabey ile tanışmıştım.Yayımlanmış yetmiş romanı vardı o vakitler.Sohbet imkânı bulmuştum Osman Aysu Ağabeyimizle.En sevdiği romanını sorduğumda: Aslında bir değil iki romanım var severek yazdığım,diye cevaplamış ve işte ilk başta yazdığım bu iki romanının adını vermişti. Fuardaki sergilerde her iki kitabı da bulup satın almıştım.İmzalamıştı benim adıma...Her iki romanı da severek devretmiştim. Yazdıklarınızı okuduğumda durumdan haberiniz olsun istedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok mutlu oldum paylaşmanıza
      yüreğimde yare var isimli romanını da kısa sürede edinip okumalıyım o zaman...

      Sil